22 Haziran 2023
Provence’deki Colle Noire Şatosunun altındaki açık
alan, bir anda Dioriviera’nın ilham perisine dönüştü. Güney güneşi parlıyor,
Mayıs gülleri açıyordu ve ılık rüzgar o esnadaki tek yareni olan incir ağacının
yapraklarını okşuyordu. Bu büyülü an hafızama mühürlendi ve o anda gelen parfüm
yaratma arzusunun sihirli değneği oldu. Paris’e dönmemin akabinde, ilk görüşte aşkı
şekillendirdiğim, bu koku silüetinin hatlarını belirginleştirdiğim ve fikrimi La
Collection Privée’nin ilk kokusuna dönüştürdüğüm yaratım süreci başladı.
Dioriviera müstesna, ışık saçan bir bileşim. Christian Dior’un Fransız
Rivierası’na olan aşkını anlatan, kokusu güneş ışığıyla dolu rahat, modern bir
güzellik.»
Francis Kurkdjian
Parfums Christian Dior’un Parfüm Tasarım Direktörü
LA COLLE NOIRE BAHÇELERİ
MAYIS 2021
2021 yılında Dior Ailesine Parfüm Tasarım Direktörü
olarak katılan Francis Kurkdjian, Dior’un üretim ortaklarını ziyaret etmek
üzere gül hasadı zamanı Grasse’ye gitti.
Château de la Colle Noire’ın kucağında, Riviera’nın
güneşli manzaraları uzaktan görünüyordu.
Havanın okşayışı, Akdeniz baharının elleri gibi
tatlıydı.
İlham veren kokular dans etmek üzere ayağa kalktığında
güneş batmaktaydı.
Bir şeyler olmaktaydı…
GÜNEY FRANSA İLE RANDEVU
Hasat zamanı, ılık rüzgarla salınan taç yapraklardan rengarenk
bir halı dokuyan güllerin kokusu karşı koyulmaz, esir edici, yoğun ve harikaydı.
Çiçeklerle dans eden rüzgar, onların tensel, leziz
kokusunu havaya saçarak doyuma ulaştırıyordu.
Israrcı ve yumuşacık başka bir koku ise orada öylece
duruyordu. Beklenmedik ve mükemmel bir kokuydu bu.
Kontrastlığıyla sarmalayan ve okşayan, bitter ve çarpıcı
bu koku, parfümörün tam arkasında tüm haşmetiyle yükselen, güneşin yapraklarına
sıcacık bir öpücük kondurduğu incir ağacından geliyordu.
İncir ve gül. Gül ve incir.
Bu ikili doğal, zarif, güneşli ve tensel bir şekle
büründü. Amaçsız, plansız bir arzu beliriverdi ve parfümöre sımsıkı sarıldı.
Bu, ona uzun süre eşlik edecek bir Güney Fransa
iziydi adeta.
DIORIVIERA’YA ADIM ADIM
İlham bahçeden gelmiş olsa da kompozisyon çalışması Paris’te
yapıldı.
Christian Dior’un canlandırıcı Güney ile Montaigne
Caddesinin yaratıcı beyliği arasında gidip gelen adımlarının hareketi, markanın
geçmişinin bir parçası. Kalbi Provence’de çarpan, beyni ise Paris’te işleyen Christian
Dior’un bu ikili ayak izi, aralıksız, yaratıcı, hassas, vizyon sahibi ve
devrimsel çalışmalarının nüvesi.
Francis Kurkdjian da kısa zaman sonra Paris’e döndü. Bu
kokusal karşılaşmanın verdiği arzu, onu derhal bir kokuya dönüştürme
saplantısına dönüştü.
Akıllara kazınan ve el değmemiş bu çiçek-meyve
ikilisi fikri böylece hayat buldu. İncir ve gül. Gül ve incir. Ve bu ikili koku
ahengini somutlaştırma çalışmaları başladı.
Birçok deneme, çokça kararsızlık ve esaslı bir şüphe
sürecinin sonunda davetkar, kuşatıcı bir parfümün mükemmel dengesi yakalandı. Hammaddeler
işlendi, içerikler uyumlaştırıldı, nitelikler seçildi ve etki ayarlaması
yapıldı.
Yeşil, çiçeksi ve meyvemsi yönlerin ışınlarını yaydığı
ve ılık ve yumuşak notalarla ahenkle birleştiği neşeli bir diyalog fikri adım
adım işlendi.
NEFES VE YARATIM
İşte “Dioriviera” böyle güzel bir hikayeyle yaratıldı.
Büyüleyici bir duyusal anın kokusal tesirinden damıtılarak...
Ve Güney Fransa’nın şenliklerle ve dostluklarla,
corniche yürüyüşleriyle ve paylaşılan neşeyle renklenen efsunlu bir an olduğunun
keşfiyle...
Yüzlerdeki ışık, kahkaha, dans ve güneşin ısıttığı
bedenlerin tenselliğiyle… Francis Kurkdjian’ın kokusunda istediği tam da bunlardı.
Kurkdjian, Christian Dior’un en sevdiği inziva yeri Provence’de
gördüğünü parfüme taşımış oldu aslında.
Onun gördüğü havada asılı bir an, bir nefes,
harikulade bahçeler ve sıcacık bir gülüştü. Tüm bunlar Paris’e daha yüksek bir
enerjiyle çalışmaya geri dönmek için sayısız unsur içeren bir esin kaynağıydı
onun için.
Bir mutluluk fikri. Bir yaşama ve var olma sanatı.